Gerilimli pnömotoraks, plevral boşluğa giren hava ile ilişkilidir ve bu hava sıkışarak intratorasik alanda basınç artışına neden olur. Bu durum akciğerlerin çökmesine yol açabilir. Ayrıca kalbe kan akışının azalmasına ve dolayısıyla kardiyovasküler çökmeye neden olabilir. Basıncı kaldırmak için uygulanabilecek adımlardan biri iğne dekompresyonudur. Bu prosedür ve kullanılması gereken malzemeler, acil tıbbi hizmetlerde ya da travma bakımında çalışan her bireyin bilmesi gereken konulardan biridir.
Güvenli Göğüs İğnesi Uygulaması için Anatomik Referans Noktaları
İğne dekompresyon işlemini güvenli hale getirmek için uygun anatomik işaretler belirlenecektir. Geçmişte iğnelerin yerleştirilmesi, göğüs kafesindeki etkilenen bölgede orta köprücük hattında yer alan ikinci interkostal boşluk temel alınarak yapılmıştır. Bu nokta, güçlü kan damarları ve iç organlara zarar verme riskini azaltmaktadır. İğnenin yerleştirileceği noktayı belirlemek için izlenecek adım adım ayrıntılar şunlardır:
1.Köprücük Kemeri Bulun: Köprücük kemiğini bulmak için, kaburga kafesinin alt-ön kısmında deri üzerinde yer alan yatay kemiği arayın; bu köprücük kemiğidir.
2.Orta Köprücük Hattını Belirleyin: Bu, köprücük kemiğinin orta noktasından düz bir şekilde aşağıya doğru inen hayali bir hattdır.
3.İkinci İnterkostal Boşluğu Tanımlayın: Köprücük kemiğinin aşağısına inin ve ikinci kaburgayı bulun. Bununla bir sonraki kaburga arasında kalan boşluk, ikinci interkostal boşluktur.
4. Doğruluk İçin Dikkat Edilecekler: Bireysel anatomik farklılıklar veya göğüs boyutunun, erken yaşlarda değerlendirme yapılmasını engellediği durumlarda, dördüncü veya beşinci interkostal boşluk, önden aksiller çizgide seçilebilir; dördüncü veya beşinci boşluk, karar verme hızının hayati öneme sahip olduğu askeri ya da hastaneye öncesi alanlarda genellikle tercih edilir.
Bu anatominin doğru şekilde tanımlanması, interkostal sinirler ya da arterler gibi yapıların zarar görmesine bağlı komplikasyonları önlemek ve gergin pnömotoraksın başarılı şekilde tedavisini sağlamak için önemlidir.
ARS İğneleri ile Geleneksel Dekompresyon Kiti Karşılaştırması
Gelişmiş tıbbi teknoloji ile acil müdahale araçları artmaktadır. Orijinal dekompresyon kitleri genellikle 14-gauge olmak üzere büyük çaplı iğnelerden oluşur; bu iğneler veya kanül, göğüs duvarını etkili bir şekilde delmek amacıyla kullanılabilir. Ancak bu yöntemin bir alternatifi olarak da Adequate Reach Systems (ARS) iğneleri ortaya çıkmıştır ve kendi özellikleri ile dezavantajlarına sahiptir. Bu durumda ARS iğneleri ile eski tip kitler karşılaştırılmaktadır:
ARS İğneleri:
1.Tasarım ve Uzunluk: ARS'in uzun bir iğnesi vardır (tipik olarak 8 cm) ve özellikle göğüste çalışmak üzere tasarlanmıştır (göğüs duvarı kalınlığı değişkenlik gösterebilen bireylerin kapsanması açısından daha geniş bir kapasiteye sahiptir). Bu özellikle daha büyük yapılı hastalarda veya daha fazla yağ dokusuna sahip olanlarda oldukça kullanışlıdır.
2.Etkinlik: Plevral boşluğa ulaşmada tutarlı bir şekilde yardımcı olacak şekilde tasarlanmıştır; bu da penetratif dekompresyonun başarısızlık olasılığını azaltmaktadır.
3.Kullanıcıya Dostu: ARS iğneleri, plevral boşluğa girişin sağlandığını garanti altına almak için flaş ışıklara veya entegre basınç sensörlerine sahip olma avantajına sahiptir.
4.Dezavantajlar: Bir yandan ARS iğneleri daha uzun olmaları ve diğer özelliklere sahip olmaları gibi birçok avantaja sahiptir. Diğer yandan daha pahalı olabilir ve bazı acil servislerde, özellikle bütçe dahilinde çalışan acil servisler için uygun bir seçim olmayabilir.
Geleneksel Dekompresyon Kiti:
1.Uygunluk ve Maliyet: Geleneksel kitler ucuzdur ve bu yüzden daha az gelişmiş sağlık kurumlarında dâhil olmak üzere birçok tıbbi uygulamada yaygındır.
2.Çeşitlilik ve Deneyim: Daha uzun süredir kullanılmaları sebebiyle tasarım ve özellikler açısından birçok değişiklik gösterir ve tıbbi uzmanlar tercihlerine ya da mevcut duruma göre seçim yapma imkânına sahiptir.
3.Sakıncalar: Geleneksel iğnelerin standart boyutu, kalın göğüs duvarına sahip olan kişilerde yetersiz olabilir ve bu durumda iğne plevral boşluğa yeterince girmemişse kötü dekompresyon meydana gelir.
Her iki cihazın da önde gelen amacı olan iğne dekompresyonunu gerçekleştirmesi bakımından, aralarından seçim yapmak hastanın yapısına, uygulayıcının uzmanlık düzeyine ve kaynaklara bağlıdır.
Sonuç
İğne dekonjesyon stresi, pnömotoraksın yönetiminde zamanın önemli olduğu tüm ortamlarda temel bir teknik ve prosedürdür. Kullanılan dekorasyon kiti ya da yeni ARS iğneleri ne olursa olsun, anatomik olarak bölgeleri bilmek ve ekipmanın süreci güvenli ve uygun şekilde yapabileceğini ya da yapamayacağını bilmek önemlidir. Tıbbi teknoloji alanında, bu hayatları kurtarma etkinliklerinin daha fazla gelişmesi mümkündür ve dolayısıyla elde edilen etki, ciddi bir durumda bulunan hastaya doğrudan yönlendirilebilir.